FATİH ALBAYRAK-EĞİTİMCİ/GIDA UZMANI - YERLİ VE MİLLİ
Yerli ve Milli: Türkiye’de hem tasarımı yapılmış hem de üretilmiş olan mallar için her ikisi birlikte yani "hem milli, hem yerli" şeklinde kullanılıyor.

Yerli: Fikri sınai hakları yurt dışı menşeli bile olsa ülke sınırları içinde üretilen demek. Genellikle malzeme ve hammadde gibi konularda konuşulur.
Milli: Fikri ve sınai hakları milletimize ait olan demek. Uzaklarda bir ülkede bile üretilse, milli deniliyor. Genellikle tasarım, model ve yazılım kodları için millilik konuşuluyor.
Televizyonda reklamlarda bir dezenfektanın yurt dışından getirildiğini söyledi. Bir an önce yerli ve milli üretime geçmemiz gerektiğini düşündüm. Ülkemizde 209 üniversitemiz var diye övünüyoruz. Evet çok güzel bir durum. O kadarda Kimya Fakülte ve Mühendislik Fakültesine bağlı Kimya Mühendisliği bölümlerimiz var. Fakat yurt dışından dezenfektanlar, deterjanlar, temizlik malzemeleri getirten birçok firma var. Bu çok üzücüdür. Milli ve yerli anlayışımıza uymamaktadır. Yeni ve teknolojik ürünlerle birlikte kaliteli üretim yapmak için üniversitelerimiz çalışma yapmak zorundadırlar. Fabrika sahipleri de kaliteli ve ucuz üretmek için ellerinden gelen gayreti göstermelidirler. Halkımız bunlar yapılınca üzerine düşeni yapar. Yerli ve milli ürünleri seçer. Milli ve yerlilik hepimizin topyekün birlikte seferber olmamızla gerçekleşir.
İlk yerli otomobilimiz DEVRİM arabalarını, yaratılan yanlış algılar nedeniyle yapmaktan vazgeçiyoruz. Şimdi yapılan İHA ve SIHA ile gurur duymalıyız. Bayraktar gibi firmalara destek vermeliyiz. Böyle ailelere ve şirketlere imkânlar tanınmalıdır.
İçimizdeki kompleksli ve hain insanlara fırsat vermemeliyiz. En güzelini, en kalitelisini biz yaparız demeliyiz. İncir kabuğunu doldurmayacak boş konular konuşulmakta, havanda su dövülmektedir. Sağ sol diyerek ayrıştırmaya ve kutuplaştırmaya çalışmaktadırlar. Dine saldırarak, din tartışmaları yaparak hem inancımızı hem gücümüzü zayıflatmaya çalışmaktadırlar. Asla bu oyunlara gelmeyelim. Ne olur…
Tarım ve Gıda Teknoloji alanlarında, bir tarım ülkesi olarak büyük hamleler yapmalıyız. Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olarak su ürünlerinde büyük markalar oluşturmalıyız. Kilosu 30-50 liraya hamsi yememeliyiz. Balık tezgâhlarında dondurulmuş ithal balıklar görmek istemiyorum. Madenler bakımından yer altı zenginliklerine sahibiz. Bunların (bor, demir, altın...vs) kıymetini bilip değerlendirmeliyiz.
Artık bir an önce atağa geçmemiz lazım. Halkımızda bilinçlenme başladı. İnşallah biz de sonucunu görürüz. Türkiye’mizi ancak milli ve yerli ataklarımızla ileri götürürüz. Bu bizim gelecekte evlatlarımıza olan borcumuzdur.
Yorumlar (0)
Facebook yorumları